Özgürlük!
Okuldan çıktım, otobüs durağına doğru ilerlerken etrafa bakıyor, yanımda, etrafımda çiçeklerini açmış, yapraklarını yeşertmiş ağaçlarla mutlu oluyordum. Herkesin başına gelmiştir böyle olaylar, duraklarda yaşlı insanların konuşma isteği, size sorular sorması. Konuşmaya başladığım kişinin ismi Edip Kemal imiş. Banada anlattı Edip amca, belkide dede demem gerekli ama ben amca diyeceğim. Çocuklarından, torunlarından, sorunlarından bir karışık yapıp koydu önüme. Bunları yapmadan önce onun ilgimi çekmesini sağlayan bir söz söyledi bana. Zaten ondan sonra yanına oturup konuşmaya başladık. "Çocukken sokaklarda olmak özgürlükken, şimdi evde olmak özgürlük."
Bu mekanda insanlarla serisinde size bunu biraz irdeletmek istiyorum. Özgür olmak. Onun uğruna tarihde verilen savaşlar, yapılan filmler, yalanlar ve gerçekler. Özgürlük bireysel bir hak mıdır yoksa topluluk içinde olmamız nedeniyle insanlar kendilerine böyle bir hak mı vermek istemiştir. Mahalle baskısı. İnsan böyle bir durumda özgür olmak ister. Yalnız kaldığında özgürlük ne işe yarar. Edip amca da işte böyle bir durumdaydı. Yaşlıydı, yalnızdı, konuşacak kimsesi yoktu. Şiirler, sözlür biriktiriyordu. Sokaklar artık ona göre değildi, biri ona özgürlük vermesi gerekliydi.
Özgürlük için ne kadar farklı bir tanımlama. Zaten bazıları da insanları özgür yapmak için önce onları tutsak yapmıyor mu? Evde olarak tutsak, aynı zamanda da özgür. Duvarların soğuk armağanı. Kimse böyle istemiyor. Doğarkan ne kadar şuursuz olsada, hayatımızın geri kalanında öğrendiklerimiz, mutlu bir hayat, insanlar, sevdiklerimiz, sonrasında kaybettiklerimiz.
Çocukları ayrı ayrı yerlerde amcamın, çok para kazanması onlara bir şey katmamış. Eşi temizlik hastası, onca senenin hatrıma katlanıyorum diyor. Gelini yardımcı oluyormuş. Yanlarına uğraması, "nasılsın baba" demesi yeter ve artar. Fazlası herkes için çok. Sevdiklerimizle olamamamız, onlara kızğınlığımız, bir yanımıza gelseler soğuyacak hemen, olmayacak şekilde bir lavın gibi.
Nereden nereye geldik. İnsanların iletişimde olması onlara çok şey katıyor, bir de blogunuz varsa yazar olmak çok güzel şey. Sedrik gibi oldu.
Okuldan çıktım, otobüs durağına doğru ilerlerken etrafa bakıyor, yanımda, etrafımda çiçeklerini açmış, yapraklarını yeşertmiş ağaçlarla mutlu oluyordum. Herkesin başına gelmiştir böyle olaylar, duraklarda yaşlı insanların konuşma isteği, size sorular sorması. Konuşmaya başladığım kişinin ismi Edip Kemal imiş. Banada anlattı Edip amca, belkide dede demem gerekli ama ben amca diyeceğim. Çocuklarından, torunlarından, sorunlarından bir karışık yapıp koydu önüme. Bunları yapmadan önce onun ilgimi çekmesini sağlayan bir söz söyledi bana. Zaten ondan sonra yanına oturup konuşmaya başladık. "Çocukken sokaklarda olmak özgürlükken, şimdi evde olmak özgürlük."
Bu mekanda insanlarla serisinde size bunu biraz irdeletmek istiyorum. Özgür olmak. Onun uğruna tarihde verilen savaşlar, yapılan filmler, yalanlar ve gerçekler. Özgürlük bireysel bir hak mıdır yoksa topluluk içinde olmamız nedeniyle insanlar kendilerine böyle bir hak mı vermek istemiştir. Mahalle baskısı. İnsan böyle bir durumda özgür olmak ister. Yalnız kaldığında özgürlük ne işe yarar. Edip amca da işte böyle bir durumdaydı. Yaşlıydı, yalnızdı, konuşacak kimsesi yoktu. Şiirler, sözlür biriktiriyordu. Sokaklar artık ona göre değildi, biri ona özgürlük vermesi gerekliydi.
Özgürlük için ne kadar farklı bir tanımlama. Zaten bazıları da insanları özgür yapmak için önce onları tutsak yapmıyor mu? Evde olarak tutsak, aynı zamanda da özgür. Duvarların soğuk armağanı. Kimse böyle istemiyor. Doğarkan ne kadar şuursuz olsada, hayatımızın geri kalanında öğrendiklerimiz, mutlu bir hayat, insanlar, sevdiklerimiz, sonrasında kaybettiklerimiz.
Çocukları ayrı ayrı yerlerde amcamın, çok para kazanması onlara bir şey katmamış. Eşi temizlik hastası, onca senenin hatrıma katlanıyorum diyor. Gelini yardımcı oluyormuş. Yanlarına uğraması, "nasılsın baba" demesi yeter ve artar. Fazlası herkes için çok. Sevdiklerimizle olamamamız, onlara kızğınlığımız, bir yanımıza gelseler soğuyacak hemen, olmayacak şekilde bir lavın gibi.
Nereden nereye geldik. İnsanların iletişimde olması onlara çok şey katıyor, bir de blogunuz varsa yazar olmak çok güzel şey. Sedrik gibi oldu.
A. Ü. Cebeci Yerleşkesi Önü Otobüs Durağı -1
12 Nisan 2008 00:16
Yazın çok güzelmiş, gerçek olaylar ve insanlar her zaman dikkatimi çekerler zaten. Artık özgürlük yanlızlık değil , toplun içinde huzurlu bir şekilde konuşmak, düşünmek, yardımlaşmak bence!
Yorum Gönder