UzmanRaporu
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir." “Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım.”
.....Mustafa Kemal Atatürk.....

Aynı patronun çalışanlarıyız.

Uzun zamandır siyasi bir yazı yazmamıştım. Banu Avarla Sınırlar Arasında'yı izliyorum. Konuşan Sudan Cumhurbaşkanı Danışmanı Dr. Gazi Salahaddin Atabani. Yaşadıklarımız, acılarımız birbirine bir sınır kadar yakın.

2005 yılından sonra Darfur'u dillerine doladılar amerikalılar. Her biri Darfur diyor, ama hala diğer yaşanan insanlık dışı olaylar var olmaya devam etmekteydi. Irak, Afganistan, ......... da savaşlar sürüyor insanlar ölüyordu. Birşeyler uluslararası yardım kuruluşlarına artık oraya gidebilirsiniz demişti. Birleşmiş milletlerin önce barış gücü sonra savaş gücü toprağa ayak basacak, Sudanda yaptıkları karışıklıkları yine barışı sağlamak için kendileri düzelteceklerdi.

Nesi var? Önce nesinin olmadığını sayalım. İnsanlarının karınlarını doyuracak üretim sistemi yok, böylece yardım! kuruluşlarına muhtaç durumdalar, suları yok, sudan karışıklıklarla birbirlerini öldürttürülüyorlar. Çok sistemli bir yapı.

Sudan Cumhurbaşkanı "Amerikalı ve Avrupalı temsilcilerle konuştuğumda onlara şunu söylüyorum. Yardım adı altında yaptıklarınız yardım değil. Arkasında başka amaçlar var. İnsanları kamplarda topluyorsunuz, çünkü buna muhtaç duruma getirildiler. Orada çalışmalarına gerek yok, sadece ellerini açmaları yeterli." İnsanların duygularını satın alıyorlar.

Yaşadıklarımız bir sınırla ayrıldı. Kamplarda toplanacak kadar yardıma muhtaç değiliz, iyiki bizim yardımlarımız kapımıza kadar getiriliyor. Ne kadar güzel, el açmamız gerekli değil. Satın alınıyoruz. Sudanıda satın alıyorlar. Biri uluslararası güçlerle bizimki ulusal. Ah o yaşlı insanlar. Ne kadarda kanıyorlar. Allah razı olsun o başkandan. Razı olsun onun da başkanından ve başkanından. Razı olunacak bir durumda razımı alacak ve tekrar onu başkalarına satacak.

Dönelim yeniden Sudana. Silahlı örgütler savaşıyor, bir kısım yardımların ülkeyi kalkındıracağını diğerleri bir çıkmaza sürükleyeceğini söylüyor. Hala bu dünyada parası olanlar yaşıyor. Muhtaçlar el açıyor. Ve garibi muhtaçlarda parası olanlar için yaşıyor.

Çin'in Sudan petrolünün %70'ni alıyor olması, su ve diğer işlerde ortak çalışmaları, bazılarını korkutmuş ki sevimli olunmaya çalışıyorlar.

Ne de olsa bir damla petrol, bir damla kandan daha değerli.
Read On 2 yorum

Yeni yapım, benim.

Bir düşünceyle yola çıktım. Yazarlık denemelerimi wordpress altında yayınlanan benimlerde topluyorum. 1benim, 10benim, 100benim, 1000benim ömürlük bloglarım. Her biri başındaki yazı kadar yaşayacak. Hepsi benim çünkü benden, hayatımdan parçalar orada olacak, yazacak.

1benim
Read On 0 yorum

8. Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldek VELİDEDEOĞLU Kurgusal Duruşma Yarışması 2008

12, 13 Nisan arasında 8. düzenlenen kurgusal duruşma yarışmasına bu yılda Türkiyeden hukuk fakülteleri katıldı. Birinci Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi oldu.

Ben 13 Nisan da yapılan tura katılabildim. O gün ki heyette: Hakim Mehmet Umur Turhan, Prof dr. Şührü Yıldız, Doç Dr. Hakan Karan ve Avukat Ahmet Kurutluoğlu yarışmacıları terletti. Sponsorlar Ankara Barosu, Ankara Royal Hotel, Kamil Koç, Legal ve hukuk büroları idi. Hukuk bürolarının bütün isimlerini alamadım. Birkaçını yazıp diğerlerini yazmamak olmayacaktı. Ayrıca Ankara Hukuk Fakütltesi Dekanı Prof Dr. Metin Feyzioğlu ve Çankaya Belediye Başkanı Prof Dr. Muzaffer Eryılmaz kutlama çelengi göndermişlerdi. Trt kamerası da yarışmayı kayıt etti. Hangi programda yayınlanacağını sordum, ancak onlarda bilmiyorlarmış, ELSA (The European Law Students Association - Avrupa Genç Hukukcular Derneği/Türkiye) heyetine sorabilirsin dedi. Bende zahmet edip sormadım.

Yarışmanın sonunda öğrencilere plaket ve ödülleri verildi. Kameram yanımda yoktu, telefon ile çektim, çok kötü çekiyordu üstüne bir de şarzı bitince 6 dakikalık bir çekim yapabildim. Ama yinede paylaşıyım.




Read On 1 yorum

Spor ve gündelik siyaset yazarlarımız.

UzmanRaporu yazar kadrosu artarak gelişmektedir. Yeni konuların ve insanların yaşayacağı bu gelişme sonucunda sizlere ulaştığımız ölçüde daha yararlı olacağız. Başlığıkta da belli olacaktır yazar önerisi verdiğimiz ve düşünülmek üzede kabul eden iki arkadaşım yakın zamanda bizimle birlikte olup olamayacaklarını belirteceklerdir. Ben de size bu güzel haberlerle yeni yazılar ulaştırmalarına olanak sağlayacağım.
Read On 1 yorum

Wordpress erişim engellemesi kalktı.

Hani geçenlerde bana gülüp sen daha kaltmadığını bilmiyor musun diyordunuz ya artır siz bilmiyorsunuz kalktı üsküdara geçti.

Sadece engellemenin asıl sebebi olan adnanoktar.wordpress.com kaldı sap gibi.

www.wordpress.com
Read On 0 yorum

Mekanda İnsanlarla -2

Özgürlük!

Okuldan çıktım, otobüs durağına doğru ilerlerken etrafa bakıyor, yanımda, etrafımda çiçeklerini açmış, yapraklarını yeşertmiş ağaçlarla mutlu oluyordum. Herkesin başına gelmiştir böyle olaylar, duraklarda yaşlı insanların konuşma isteği, size sorular sorması. Konuşmaya başladığım kişinin ismi Edip Kemal imiş. Banada anlattı Edip amca, belkide dede demem gerekli ama ben amca diyeceğim. Çocuklarından, torunlarından, sorunlarından bir karışık yapıp koydu önüme. Bunları yapmadan önce onun ilgimi çekmesini sağlayan bir söz söyledi bana. Zaten ondan sonra yanına oturup konuşmaya başladık. "Çocukken sokaklarda olmak özgürlükken, şimdi evde olmak özgürlük."

Bu mekanda insanlarla serisinde size bunu biraz irdeletmek istiyorum. Özgür olmak. Onun uğruna tarihde verilen savaşlar, yapılan filmler, yalanlar ve gerçekler. Özgürlük bireysel bir hak mıdır yoksa topluluk içinde olmamız nedeniyle insanlar kendilerine böyle bir hak mı vermek istemiştir. Mahalle baskısı. İnsan böyle bir durumda özgür olmak ister. Yalnız kaldığında özgürlük ne işe yarar. Edip amca da işte böyle bir durumdaydı. Yaşlıydı, yalnızdı, konuşacak kimsesi yoktu. Şiirler, sözlür biriktiriyordu. Sokaklar artık ona göre değildi, biri ona özgürlük vermesi gerekliydi.

Özgürlük için ne kadar farklı bir tanımlama. Zaten bazıları da insanları özgür yapmak için önce onları tutsak yapmıyor mu? Evde olarak tutsak, aynı zamanda da özgür. Duvarların soğuk armağanı. Kimse böyle istemiyor. Doğarkan ne kadar şuursuz olsada, hayatımızın geri kalanında öğrendiklerimiz, mutlu bir hayat, insanlar, sevdiklerimiz, sonrasında kaybettiklerimiz.

Çocukları ayrı ayrı yerlerde amcamın, çok para kazanması onlara bir şey katmamış. Eşi temizlik hastası, onca senenin hatrıma katlanıyorum diyor. Gelini yardımcı oluyormuş. Yanlarına uğraması, "nasılsın baba" demesi yeter ve artar. Fazlası herkes için çok. Sevdiklerimizle olamamamız, onlara kızğınlığımız, bir yanımıza gelseler soğuyacak hemen, olmayacak şekilde bir lavın gibi.

Nereden nereye geldik. İnsanların iletişimde olması onlara çok şey katıyor, bir de blogunuz varsa yazar olmak çok güzel şey. Sedrik gibi oldu.


A. Ü. Cebeci Yerleşkesi Önü Otobüs Durağı -1
Read On 1 yorum

Ankara 5 Nisan Duman konserinden kalanlar. (video)

Verdiğimiz sözü tutuyoruz. Ne dedik gideceğiz, gittik. Ortam manyaktı ama çok bebelik vardı. O ayrı bir konu... Tek hatırlayabildiklerim ter, titreşim, sıcaklık, havada uçuşan su damlaları, çılgınca kafa sallamam, onun bunun biryerine kolumla vurmuş olmam, en sonunda da atılan penayı tutamam. Tüm eller havada, zıpladım, tutamadık işte ne yapalım. Boynum ağrıyor, o kadar baş sallamışım ki. Yalnız hala da sallıyorum. Etkisinden kurtulamadım. Yüksek ses seviyesinden dolayı, kulak-burun-boğaz sorunları yaşıyacak olabilirim. Öptüm.

Hani daha önce demiştim ya video, fotoğraf getireceğim diye, düşündüm şimdi kamerayı götürsem manyak şeyler çekerim ama kaç saat orada duracağız biri indirir diye getirmedim. İyi ki de getirmemişim görüntü kayıt cihazlarını, fotoğraf makinelerini almıyorlarmış, sokanlar, telefonlarıyla çekenler bir sürüydü. Önümde bir tane kız vardı telefonu iyiydi, çektiklerini bizim arkadaşa gönderir misin dedim yok dedi, ama benim olduğum yerdeki bi tane kızın çektiklerini youtubeye koymuş oradan tırtıklanacağız artık.





Read On 1 yorum

Neogum'ın iç yüzü!

Sizlere bazı gerçeklerin iç yüzünü açıklamak istiyorum. Evet bu neolu gamın içinde ne var? Araştırmanıza gerek yok ben sizin yerinize araştırdım buldum. Bu var. Okuyun okutun.

Büyütmek için üzerine tıklayın.
Read On 0 yorum

Son günlerde hayattan zevk almak için ne yapıyorsunuz?

Hayatınız platonik mi? Yada kendinize soruyormusunuz bugün hayattan zevk almak için ne yaptım ve yarin ne yapmalıyım. Bugün bu yazıyı okuduktan sonra şöyle bi düşünün bugün ne yaptım yarin ne yapmalıyım. Şimdi görelim bakalım neler yaptınız ve neler yapmak istiyorsunuz.
Ne tür aktivasyonlarla uğraşıyorsunuz. Yeni aramalar yapıyormusunuz. Şimdi bana bugün ne yaptığınızı yazın. Ne yapmak istediğinizi yazın. Yorumlarınızı bekliyorum.
Read On 1 yorum

İyi gitar nasıl anlaşılır? (video)

Gitar alırken nelere dikkat edilir?

Şimdi burada size uzun uzun yazacaktım ancak videoda da anlattığım gibi böyle yapmanın daha yararlı olacağı kanısındayım o yüzden izleyin daha iyi olacaktır.


Read On 0 yorum

i can football! Dünyada bir ilk, adamlar yapıyor. (video)

Karşınızda bir Türk icadı i can football (ayaktopu oynarım) ile çıkıyoruz.

Online (hatüstü) oynanabilen bu kurulumsal oyun, 11 kişiye 11 kişi oynayabileceğinik bir aktirasyon. Eğer daha az kişi iseniz sunuculardan size en nadide yapay zekalar seçilecektir. Vestel ve sobee yapı vermişler. Bugünlerde beta, başarılar diliyoruz.



Başka başka, daha başka ne var diyorsanız şunu izleyin, şurayı da ziyaret edin.

Ayaktopu oynarım.


Read On 0 yorum

Fare yiyen çiyan. (video)

İlk izlediğimde dehşete kapıldım. Sanırım sizide böyle bir gelecek bekliyor.



Read On 4 yorum

Ankara Karma Sergi 28 Mart 8 Nisan (resim)

Karma sergi Ankara Zafer Çarşısı içindeki Sanat Galerisinde yapılmaktadır. Aşağıda sergi ile ilgili resimleri inceleyebilirsiniz.











Read On 0 yorum

Diriliş Çanakkale 1915 (inceleme)

Turgut Özakman "Şu Çılgın Türklerle" çıkmıştı ilk kez okurlarının karşısına bu üç sac ayağında. Üç çünkü dirilişte de anlatıyor. Kendisini Çanakkaleyi yazacak kadar hazırlıklı hissetmemesi sebebiyle yazmıyor ve grupdaki ilk kitabından sonra "Diriliş" için çalışmalarına ağırlık veriyor. Yaklaşık olarak 1 yıl evden zorunluluklar dışında çıkmıyor. Bir rehberle! Çanakkaleyi geziyor, fotoğraflıyor birçok yeri.

"Diriliş, Şu Çılgın Türkler, Cumhuriyet".

Dirilişin önsözünde bazı yalanları, amaçsal çalışmaları anlatıyor. Hurafe milletimize çok zarar verdi, daha da devamında verecektir. Düşünemeyen insanlar güdülmeye mahkumdur. Çanakkalede dirilen insanları yine Çanakkalede uyutmak ne kadar garip. Gezilerde, kitaplarda farkında olmadığımız bazı noktalardan söz açıyor. Çanakkaleyi ilahi bir sebebe dayandıranlar, akıllarından hurafeler yazanlar. Bu konuya şu sözüyle çok güzel açıklıyor. "Allah'ın yardım edeceğine, ettiğine inanmak, güvenmek başka şey, ettiğini kanıtlamak için böyle hikâyeler uydurmak başka şey. Allah'ın bizim yalanlarımıza ihtiyacı yoktur!" Mustafa Kemal'i ağızlarına almayanlar, Mustafa Kemalsiz bir Çanakkale ortaya çıkartanlar.

Ön sözünde böyle diyor çünkü bu kitapda okuyucu doğruları bulacak.
Read On 0 yorum